Öne Çıkan Yazı

Ortam Dedikodusu -bir pilotaj sınıfından ne beklenmeli?-

merhabalaarr!


Havalar benim en sevdiğim dönemlerine girdi. Yağmur beni ıslatmadıkça ve işlerimi aksatmadıkça çok hoşuma gider.

Sıcacık kahveyi ya da sıcak sütü alıp battaniyenin altında dizi izlemek mesela, tam terapi!

Size bu yazımda üniversite ortamından hatta dahası bir pilotaj sınıfından ne beklemeniz gerektiğini anlatmaya çalışacağım.

Üniversiteyi vatandaşları öğrenci olan küçük bir şehir olarak düşünebilirsiniz. Nasıl ki bir şehirde sadece yakın komşularınız tarafından biliniyorsanız -ünlü olmadığınız sürece- üniversitede de öyle.
Sınıfınızdaki insanlar dışında diğer bölümlerle çok alakanız olmaz. Bir kere gördüğünüz birini bir daha yıllarca görmeme ihtimaliniz var.

Ayrıca bizimki gibi sürekli aynı dersleri almıyorsanız da insanlarla kaynaşmanız zor olabilir. Örnek vereyim bir mühendislik veya hukuk öğrencisiyseniz derslerinizi 200 kişiyle yapıyor olma ihtimaliniz epey yüksek. Kaldı ki diğer bölümlerle olan ortak derslerde hiç yüzünü görmediğiniz insanlar olabilir.

Gelelim bizim bölüme. Pilotajda bir senede 60 kişi falan oluyor ve bizim PPL sınıflarımız da 20'şer kişilik kadar. Dolayısıyla herkes kaynaşmış ve tanışıyor durumda.

Peki böyle bir ortamda normal üniversite hayatından bahsedilebilir mi? Bana göre hayır. Çünkü bu sistem lisedekine çok benziyor ve açıkçası bana göre böylesi daha rahat.

Peki sınıf ortamı askeri ortamla benzerlik gösteriyor mu?

Sivil pilotlukta da bir hiyerarşi söz konusu. Kaptan pilot bir uçağın en yetkili kişisidir. ondan sonra FO gelir. Bu durum bizim okul ortamımıza da yansımış durumda.

Biz okulda omzunda apoleti olan montlarımızı giyiyoruz. Zorunlu değil ama herkes giyer. Bu sayede kimin ATPL kimin PPL kiminse henüz yeni başlamış olduğunu görebiliyoruz. Daha tecrübeli olana askeriyedeki kadar olmasa da saygı duyulur.

Birbirimize gırgırına devrem diye hitap ederiz mesela. Ya da cürüm var onu ben çok çözemedim. (Şimdi baktım da sözlükten günah, hata gibi anlamları var niye kullanıyoruz bunu yahu? Buradan Ege'ye selamlar)

Daha geçen gün Celal hocamızın bahsettiği gibi bizim diğer üniversite bölümlerinden farkımız da bu işte; kendi başına farklı bir bölüm olması. Farklı bir kültürü olması.

Ama arkadaşlık konusunda bir üniversite ortamı olmasından dolayı askeriyedeki veya askeri okullardaki kardeşlik ilişkisinden de bahsedemeyiz tabii ki. Özellikle asker bir tanıdığım varken bunun farkını inkar edemem. Onlar birlikte yatıp birlikte kalkmanın getirisi olarak bir aile olmuş durumdalar çoğunlukla.

Ayrıca idealleri yakın insanlardan oluştukları için askerlerin karakterlerinin de devasa farklılıkta olduğunu söyleyemem.

Üniversite ortamından tekrar bahsetmek gerekirse her türden insanın olduğu bir yer. Herkesin burada olma amacı farklı. İdealler farklı, hedefler farklı, insanların ekonomik, sosyal yaşantıları apayrı. Dolayısıyla arkadaş edinmek karakter farklılığı yüzünden zorlaşıyor.

Fakat kafanıza göre arkadaşlar bulduğunuzda (geçen blog yazıma yorum atan sevgili arkadaşım Osman'a selamlar) gerçekten samimi bir ortama dönüşebiliyor. Aynı apoletli montlarla yemekhanede yürürken hissettiğim podyum havasını ancak 10 cm topuklu ayakkabı giydiğimde hissediyorum. eheh.

(Sude ve Dilay'a da buradan göndereyim selamımı. Yazılarımı okumuyorlar vefasızlar -_-)


Okuduğunuz için çok teşekkürler arkadaşlar. Sorularınız olursa sormaktan çekinmeyin!







Yorumlar

  1. Merhaba. Blogunuz oldukça dolu ve yararlı bilgiler barındırıyor.Emeğinize Sağlık.Eğer zaman ayırmak isterseniz,yeni açtığım bloga göz atıp takip ederseniz beni oldukça mutlu edersiniz.Sağlıcakla Kalın.

    https://hepfragmanizle.blogspot.com/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder