Öne Çıkan Yazı

Uçakta Telsiz Bozulursa Ne Olur?

Merhaba sevgili dostlarım!

Geçen gün yazdığım 'pilotlar kule ile ne konuşuyor?' yazısına ilgi gösterdiğiniz için teşekkürler. O yazıya tam şuradan ulaşabilirsiniz.

Bugünkü konumuz da yine iletişim ile alakalı; ya havada telsiz bozulursa?

Öyle veya böyle insan yapımı, teknolojik makineler ile uçuyoruz. İnsanın olduğu yerde kusur da vardır.

Sürekli kontrol edilseler de iletişimi sağlayan antenlerden birinin kuş çarpması sonrası zarar görmesi, avionik sistemin havada arıza yapması veya başka sebepten iletişim kesilebilir. Böyle durumlarda kusurlu olan insan teknolojisinin açığını kapatacak olan başka bir kusurlu varlık, yine insanın kendisi olur.

Yani pilot.

Pilotlar böyle durumlar için eğitilir. Yoksa kodlanmış bir hava aracı kendini götürüp getirebilirdi ve hiçbir sorun çıkmazdı. Fakat insan gibi dünya da stabil değil. Rüzgarlar, beklenmedik fırtınalar, kuşlar ve daha sayamayacağımız birçok nedenden ötürü uçaklar insana ihtiyaç duyar.

Bir çok uçakta iki radyo bulunduğundan tamamen iletişimin kesilmesi öyle çok da büyük bir olasılık değil öncelikle onu söyleyeyim.

Bu durumda yapılabilecek şeyleri sıralamaya çalışacağım. Başka bir bilgisi olan herkes yorumlarda ekleme yapabilir. Yazıyı daha sonra düzenlerim.

1. Telsizleri Açıp Kapatmak


Evet çok basit gibi görünüyor olabilir ama buraya yazmazsam olmazdı. Bazen en karmaşık problemler en basit şekilde çözülür. Yeniden başlatmak!

2. Transponder Kodları

Transponderın ne olduğunu kısaca anlatmak gerekirse uçağın kimliğinin belirlenmesi için kullanılan bir araçtır. Radarda görünmenizi sağlar. Normalde değişiklik gösterir fakat biz görerek uçuş yaptığımız için transponderımızı hep 1200'de tutuyoruz.
Bu, Garmin GTX330. Bizim uçuşlarda genelde kullandığımız model.


Eğer transpondera 7600 girilirse bu iletişimin kesildiği anlamına gelecektir. Diğer iki bilinen kod ise 7500 (Hi-jack) ve 7700 (Emergency) kodlarıdır.

3. Işıklar


Evet doğru okudunuz, ışıklar. Eğer görerek uçuş koşulları el veriyorsa pistin olduğu yönü rüzgarın yönüne göre tahmin edebilirsiniz. Doğru uçuş yönüne girmeniz önemli ki diğer bir uçakla kafa kafaya çarpışmayın.


Önünüzdeki uçakları dikkatli izlemeli ve kendinizi kuleye göstermek için manevra yapmalısınız. Transponderınız çalışıyorsa kule zaten iletişiminiz olmadığını anlayacak ve diğerlerini uyaracaktır.



İniş izni de almalısınız ki o sırada kulenin sizi görmüş olduğundan ve piste başka uçak almadığından emin olun. Bunu yapabilmek için kule ışıkları kullanır.


İngilizce bilmeyenler için kısaca çeviri yapmam gerekirse; yeşil ışık inişe onay verildiğini, kırmızı ışık ise inilmemesi gerektiğini anlatır. 

(Bu bilgi PPL sınavında soruluyor, pilotaj okuyacaklar ezberlesinler.)

Ne olursa olsun bunları yapabilmek için ya görerek uçabileceğiniz; temiz, bulutsuz bir yerde olmalısınız ya da planlanmış rotanızda uçağın aletlerine güvenerek uçmalısınız.

Bugünkü felaket senaryosu yazımızın sonuna geldik.

Sağlıcakla kalın dostlarım,

Kıvırcık Pilot.

Yorumlar

  1. Bu İşe niyetlenen için gayet faydalı bilgiler paylaşıyorsunuz. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya ben bu yazı ilgi görür dediydim ama işte :'(

      Sil
  2. Selamlar, bilgilendirici bir yazıydı teşekkürler. Kuşlar demir kuşların baş belalısı demek ki biraz ironik :) Başarılar diliyorum. Fotohastasiempre blog dan geliyorum aynı zamanda filmgündemiyim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder